top of page
IMG_2181_edited_edited_edited.jpg

Kamulaştırma Hukuku

2016 yılında Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesinde herkesin mülkiyet hakkına sahip olduğu hükmüne yer verilmek suretiyle kişinin mülkiyet hakkı güvence altına alınmıştır. Bütün hakları olduğu gibi bu hak da mutlak ve sınırsız değildir. Nitekim bu hakkın kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı ve kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılabileceği de Anayasa’nın aynı maddesi hükmü gereğidir.
 
Kamu yararı için mülkiyet hakkını sınırlı kılabilen en önemli olgulardan birisi kamulaştırmadır. Kamulaştırmanın tanımı koşulları Anayasa’nın 46. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümle devlet ve kamu tüzel kişileri kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılıklarını peşin ödemek koşuluyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz mallarının tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkili kılınmıştır.
 
Bu bağlamda büromuz; 4650 sayılı Kamulaştırma Yasası’na uygun olarak kamulaştırma işlemlerini yürüten idareler lehine ve aleyhine kamulaştırma işlemi yürütülen hak sahiplerinin vekilliklerini üstlenmekte, tüm kamulaştırma prosedürünü dava öncesi anlaşma aşamasından itibaren takip etmektedir.
 
Devlet ve kamu tüzel kişilerince, özel mülkiyette bulunan taşınmaz mallarının tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırılmaması ve fakat taşınmazlara el atılması halinde de hak sahipleri lehine aynı prosedürlerin özenle takip edilmesi gerekmektedir.
 
On beş yılı aşkın süredir ülkemizin çeşitli coğrafyalarında 30.000 in üzerinde kamulaştırma davasını gerek devlet veya kamu tüzel kişileri gerekse hak sahipleri adına ulusal ve uluslararası düzeyde takip etmekte, bu konuda uzman sayılı bürolar arasında yer almaktayız.

2024 Yazıcıoğlu Hukuk Bürosu

bottom of page